click below
click below
Normal Size Small Size show me how
Turkish
Günlük Konuşma dili / Daily Expressions
Question | Answer |
---|---|
Günlük Konuşma dili | Daily Expressions |
Selamlaşmalar | greetings |
Merhaba | Hello! |
Selam | Hi! |
Merhaba | Hi there! |
Merhaba | Hello there! |
Günaydın | Good morning! |
Tünaydın | Good afternoon! |
İyi akşamlar | Good evening! |
İyi geceler | Good night! |
NASILSINIZ? | HOW ARE YOU? |
Nasılsın? | How are you? |
Nasılsın? | How are you doing? |
Nasıl gidiyor? | How is it going? |
Durumlar nasıl? | How are things? |
Ne haber? | What's new? |
Ne var ne yok? | What's up? |
Neler yapıyorsun? | What's going on? |
Nerelerdesin? | Where have you been? |
Nerelerde gizleniyordun? | Where have you been hiding yourself? |
İyi misin? | Are you doing OK? |
Kendini nasıl hissediyorsun? | How are you feeling? |
Hayatla aran nasıl? | How's the world treating you? |
İşler nasıl? | How's business? |
Hayatında ne olup bitiyor? | What's happening? |
Vaziyet nasıl? | How's everything |
Ben iyiyim. | I'M FINE |
Sağol, iyiyim | Thanks, I am fine |
İyiyim | Fine |
Harika | Great! |
Fena değil | All right |
İyiyim | I am OK |
Bomba gibiyim | Cool! |
Harikayım | I am cool! |
Daha iyi olabilirdi | Could be better |
Fena değil | Not bad |
Eh, şöyle böyle | So so |
O kadar da iyi değil | Not so great |
Pek iyi sayılmaz | Not so hot |
Daha iyiydim | I've been better |
Koşturup duruyoruz | I've running around |
Uğraşıp duruyoruz | Keeping busy |
Bir şikayetim yok Allaha şükür | No complaints |
Her zamanki gibi | Same as usual |
Daha iyi günlerimiz de oldu | I've seen better days |
Çok yoğunum | I'm snowed under |
Boşa harcayacak bir dakikam yok | Not a moment to spare |
Nefes almaya vaktim yok | No time to breathe |
Yirmidört saat yetmiyor | There aren't enough hours in a day |
Allahaısmarladık | Goodbye |
İyi günler | Good day |
İyi akşamlar | Good evening |
İyi geceler | Good night |
Bir dahaki sefere kadar hoşçakal | Goodbye until later |
Görüşürüz | See you |
Yakında görüşürüz | See you soon |
Sonra görüşürüz | See you later |
Çok yakında görüşürüz | I'll see you real soon |
Seninle sonra görüşürüz | I'll catch you later |
Yakın görüşürüz | See you tomorrow |
Bir dahaki sefere görüşürüz | See you next time |
Görüşelim | Let's get in touch |
Seni görmek güzeldi | It was good to see you |
Aramayı unutma | Don't forget to call |
Yazışalım | Let's write |
Temas halinde olacağım | I'll be in tocuh |
tanıştırmalar | introductions |
Bu arkadaşım John | This is my friend Jack |
Sizlere arkadaşım John'u tanıştırmak istiyorum | I'd like you to meet my friend John |
Mary, bu Jack. Jack, bu Mary | Mary, this is Jack. Jack, Mary |
Size arkadaşım Michael'ı tanıştırıyım | Let me introduce you my friend Michael |
Siz daha önce tanışmışmıydınız? | Have you met before? |
Jack, Mary'yi tanıyor musun? | Jack, do you know Mary? |
Birbirinizi tanıyor musunuz? | Do you know eachother? |
Mary, başkanla el sıkış | Mary, shake hands with the president |
Sizi tanıştırdılar mı? | Have you two been introduced? |
Jack, bu sana bahsettiğim kişi | Jack, this is the man I was telling you about |
Size kendimi tanıtıyım | Let me introduce you myself |
Tanıştığımıza memnun oldum | Nice to meet you |
Tanıştığımıza memnun oldum | Good to meet you |
Sizinle tanışmak çok hoş | Nice meeting you |
Sizinle tanışmak büyük zevk | It's a great pleasure to meet you |
Tanıştığımıza memnun oldum | Glad to meet you |
Sonunda sizinle tanışabilmek büyük zevk | It's a great pleasure to have finally met you |
Sizinle tanışmak ne kadar güzel | How nice to meet you |
Memnun oldum | How do you do |
Sizinle tanışmak bana zevk verdi | A pleasure |
yiyecekiçecek | food and drink |
Nasıl yardım edebilirim? | MAY I HELP YOU? |
Sigaralı bölüm mü sigarasız bölüm mü? | Would you like smoking or nonsmoking? |
Kaç kişisiniz? | How many in your party? |
Rezevasyon yapmışmıydınız? | Do you have a reservation? |
İki dakika içinde masanızı hazırlıyorum | I'll have a table ready in two minutes |
Menüyü görmek istermiydiniz? | Would you like to see the menu? |
Sipariş için hazırmısınız? | Are you ready to order? |
Bugünkü spesiyallerimizi söyleyeyim | Let me tell you our specials today |
Sipariş alabilir miyim? | May I take your order, please? |
Ne alırdınız? | What will it be? |
Yanında içecek birşey istermiydiniz? | Can I get you something to drink with that? |
Tatlı istermisiniz? | Would you care for a dessert? |
Yardımcı olabileceğim birşey var mı? | Is there anything I can get for you? |
Size tatlı tepsisini göstereyim | Let me show you the dessert tray? |
Burada mı, paket mi? | For here or to go? |
Burada mı, paket mi? | Here or take away? |
Paket mi istiyorsunuz? | Do you want that to go? |
Buyurun | Here you go |
Siparişiniz hazır | Here is your order |
Teşekkürler, tekrar bekleriz | Thank you and come again |
Bir kokteyle başlamak istermiydiniz? | Would you like to start with a coctail? |
Kahve ister misiniz? | Would you like coffee? |
Krema, şeker? | Cream or sugar? |
Kusura bakmayın, ondan kalmadı | I am sorry we are out of that |
Özür dilerim, hepsi bitti | Sorry, it's all gone |
Nasıl hazırlamamı istersiniz? | How would you like that prepared? |
Peçete ister misiniz? | Do you need any napkins? |
Biraz tuz ve biber istermiydiniz? | Would you like some salt and pepper? |
Menü | MAY I SEE THE MENU? |
İki kişilik bir masa lütfen | A table for two, please |
Sigara içilmeyen bölümden dört kişilik bir masa lüften | I'd like a nonsmoking table for four |
Rezervasyon yaptırmıştık | I have a reservation |
Sigara içilmeyen bölümünüz var mı? | Do you have a nonsmoking section? |
Buraya bir grup daha gelecek | Another party will be sitting here? |
Afedersiniz, bir saniye bakar mısınız? | Excuse me, can you come here for a second? |
Menüyü görebilir miyim lütfen? | Could I see menu please? |
Henüz ne sipariş edeceğimize karar vermedik | We haven't decided what to order yet |
Karar vermek için birkaç dakikaya ihtiyacımız var | We need more minutes to decide |
Sipariş verebiliriz | We're ready to order |
Sipariş alabilir misiniz lütfen? | Can you take our orders, please? |
Spesiyaliteler neler? | What are the specials? |
Ne yememizi önerirsiniz? | What would you suggest? |
Günün çorbası ne? | What's the soup of the day? |
Vejeteryan yemekleriniz var mı? | Do you have vegetariam dishes? |
Hamburger ve patates kızartması alabilir miyim? | May I have a burger and fries? |
Herşeyi yanında bir sosisli lütfen | Give me a hot dog with the works |
Herşeyi yanında bir hamburger | I'll have a burger with everything |
Bir ufak soda alabilir miyim lütfen? | Can I have a small soda, please? |
Ketçap olmasın | No ketchup |
Soğan koymayın | No onions |
Soğanı fazla koymayın | Go easy on the onions |
Ketçapı fazla olmasın | Take it easy on the ketchup |
Paket olsun, lütfen | To go please |
Burada yiyeceğim | For here, please |
Burada yiyeceğim | I'll eat it here |
Bir espresso istiyorum | I'd like an espresso |
Bir maden suyu istiyorum | I'd like a mineral water |
Şimdilik bir tane kahve | Just coffee for the moment |
Bir bardak su getirebilir misiniz? | Can you get me a glass of water? |
Ne tür soslarınız var? | What kind of dressings do you have? |
Bifteğimi çok pişmiş istiyorum | I'd like my steak well done |
Biftek az pişmiş olsun | I'd like my steak rare |
Biftek orta pişsin | I'd like my steak medium |
Az pişmiş olabilir mi? | Can I get it rare? |
Biraz daha ekmek alabilir miyim lütfen? | Could I have some more bread, please? |
Bu et çok yağlı | This meat is too fatty |
Et çok sert | The meat is too tough |
Bu yemek taze değil | This meal isn't fresh |
Bu çorba soğuk | This soup is cold |
Yöneticiyle görüşebilir miyim? | Could I speak to the manager, please? |
Bunu yiyemedim. Paket yaparmısınız lüften? | I couldn't eat this. Could you wrap it, please? |
Geri kalanını götürmek istiyorum | I'd like to take the rest |
Hesabı alabilir miyim? | Could I have the bill, please? |
Hesap, lütfen | Check, please? |
Hesabı ayrı alın | Seperate checks, please? |
Hepsini birlikte alın | All together |
Size mi ödeyeceğiz, kasaya mı? | Do I pay you or the cashier? |
Fiş alabilir miyim lütfen? | May I have a receipt, please? |
Bir yanlışlık var gibi gözüküyor | There seems to be a mistake |
Bunun içinde bahşiş dahil mi? | Does this include the tip? |
Üstü kalsın | Keep the change |
Ellerimizi yıkayabileceğimiz bir yer var mı acaba? | Is there somewhere we could wash our hands? |
Ben açım | I'm hungry |
Açlıktan ölüyorum | I'm starving |
Öyle açım ki bir atı yiyebilirim | I'm so hungry that I could eat a horse |
Açlıktan ölüyorum | I'm dying of hunger |
Karnım zil çalıyor | I'm famished |
Ne zaman yiyoruz? | When do we eat? |
Yemekte neler var? | What's for supper? |
Ne yiyoruz? | What are we having? |
Akşam yemeği hazır | Dinner is ready |
Yemek zamanı | It's time to eat |
Dua edelim mi? | Shall we say grace? |
Tuzu uzatabilir misin, lütfen? | Could you pass me the salt please? |
Biraz peynir ister misin? | Would you care for some cheese? |
Biraz daha alabilir miyim? | Could I have seconds, please? |
Arkadaşlık | making friends |
Kardeş gibiyiz. | We're like brothers. |
O benim en yakın arkadaşım. | He's my closest friend. |
O benim en iyi arkadaşım. | She's my best friend. |
O benim bacım gibidir. | She's like a sister to me. |
En yakın arkadaşlarız. | We're the closest friend. |
Oldukça yakınız. | We're pretty tight. |
O değerli bir arkadaştır. | He's a dear friendb. |
Ne tip ama! | What a character! |
Ahmet türünün tek örneğidir. | Ahmet is one of a kind. |
Aynı hamurdan yoğrulmuşuz. | We're cut from the same cloth. |
Tıpatıp birbirimize benzeriz. | We're like two peas in a pod. |
Size katılabilir miyim? | May I join you? |
Size katılmamda bir sakınca var mı? | Mind if I join you? |
Bize katılmak ister misin? | Care to join us? |
Bu sandalye boş mu? | Is this seat taken? |
Size bir içki alıyım mı? | Could I buy you a drink? |
Ne içersiniz? | What are you drinking? |
Dans edermisiniz? | Would you like to dance? |
Bir sonraki dansı bana lütfeder misiniz? | Could I have the next dance? |
Burcunuz nedir? | What's your sign? |
Buraya sık sık gelir misiniz? | Do you come here often? |
Ateşiniz var mı? | Do you have a light? |
Sizi arabayla bırakayım mı? | Need a lift? |
Yolumuz aynı mı? | Are you going my way? |
Yolumuz aynı mı? | Going my way? |
Şimdiye kadar nerelerdeydiniz? | Where have you been all my life? |
Alışveriş | shopping |
Yardımcı olabilir miyim? | May I help you? |
Birşey bulmanıza yardım edebilir miyim? | Can I help you find something? |
Size birşey gösterebilir miyim? | Can I show you with something? |
Size bakan var mı? | Are you being helped? |
Yardımcı olabileceğim bir konu var mı? | Is there anything I can help you with? |
Bana ihtiyacınız olursa, ben civardayım | If you need me, I'll be around |
Eğer yardım gerekirse haberim olsun | If I can help you, just let me know |
Ne bakmıştınız? | What are you interested in? |
Belirli birşey mi arıyorsunuz? | Are you looking for something in particular? |
Aklınızda özel birşey var mı? | Do you have something specific in mind? |
Kaç beden istiyorsunuz? | What size do you need? |
Bedeninizi biliyor musunuz? | Do you know what size you are? |
O bu hafta indirimde | That's on sale this week? |
Tam sizin bedeninize uygun birşeyimiz var | I've got just your size |
Size bunu önerebilir miyim? | Can I suggest this? |
Bununla gidecek birşey ister misiniz? | Do you need anything to go with that? |
Üzerinizde güzel durdu | That looks nice on you |
Üzerinizde harika durdu | That looks great on you |
Tam sizin renginiz | That's your colour |
Sizi çok açtı | This is you |
Bunu nasıl ödemek isterdiniz? | How would you like to pay for this? |
Nakit mi, kredi kartı mı? | Will that be cash or credit? |
Bunun size göre olan bedeni yok | We don't have that in your size |
Bu renkte yok | Whe don't have it in that colour |
Ne zaman açıksınız? | When are you open? |
Ne zaman açıyorsunuz? | When do you open? |
Çalışma saatleriniz nelerdir? | What are your hours? |
Babam için birşey bakıyordum | I'm looking for something for my father |
Hediye olacak | It's a gift |
Bedenimi bilmiyorum | I don't know his size |
Bedenimi ölçebilir misiniz? | Can you measure me? |
Sağolun, sadece bakıyorum | Thank you, I'm just looking |
Sadece bir göz gezdiriyorum | I'm just browsing |
Kafamı toparlayamıyorum | I can't make up my mind |
Bu tişörtün sarısı var mı? | Do you have this shirt in yellow? |
Bu ayakkabının süeti var mı? | Do you have these shoes in suede? |
Daha uzuz birşeyiniz var mı? | Have you got something less expensive? |
Bu indirimde mi? | It it on sale? |
Buna uyacak bir tişörtünüz var mı? | Do you have a tshirt to match this? |
Elbise değiştirme kabini nerede? | Where is the fitting room? |
Bunu denemek istiyorum | I'd like to try this on |
Bu çok dar | It's too tight |
Bu çok geniş | It's too loose |
Bu biraz pahalı | It's a little bit expensive |
Bu biraz tuzlu | It's a little pricey |
Bunu benim için saklayabilir misiniz? | Can you hold it for me? |
Hediye paketi yapabilir misiniz? | Can I get it giftwrapped? |
Lütfen hediye paketi yapabilir misiniz? | Would you please giftwrap that? |
Kaç lira? | How much is it? |
Fiyatı ne kadar? | How much does it cost? |
seyahat | travel |
UÇAK | PLANE |
Aktarma yapmam gerekecek mi? | Do I have to change planes? |
Direk uçuş mu? | Is it direct? |
Yanıma ne kadar el bagajı alabilirim? | How many items of carryon luggage are permitted? |
Ne kadar bagaj alabilirim? | How much luggage can I carry on? |
İki sefer arasında bekleme var mı? | Is there a layover? |
Bekleme süresi ne kadar? | How long is the layover? |
Ankara'da aktarma bir saat sürecek | There is a onehour layover in Ankara |
Bir sonraki uçuş ne zaman? | When does the next flight leave? |
Hareket saati ne zaman? | What's the departure time? |
Uçak buraya ne zaman varır? | When does the plane get here? |
Varış ne zaman? | What's the arrvial time? |
Ne zaman aktarma yapacağım? | When will I make my connection? |
Uçuşumu iptal etmek zorundayım | I have to cancel my flight |
Bagajımı kaybettim | I lost my luggage |
Bagajım kayıp | My luggage is missing |
Uçuş iptal edildi | The flight has been delayed |
Uçuş M2 kapısına yönlendirildi | The flight has been moved to gate M2 |
Uçakta koltuk sayısından fazla yolcu var | The flight is overbooked |
Biniş kartınızı görebilir miyim? | May I see your boarding pass? |
GÜMRÜK | CUSTOMS |
Yanınızda ülkeye birşey sokuyor musunuz? | Are you bringing anything into the country with you? |
Ülkeye ne kadar para getiriyorsunuz? | How much currency are you bringing into the country? |
Gümrüğe tabi birşeyiniz var mı? | Do you have anything to declare? |
Pasaportunuzu görebilir miyim? | May I see your passport? |
Vizeniz var mı? | Do you have your visa? |
Lütfen çantalarınızı masanın üstüne koyun | Please place your suitcases on the table |
Cüzdanınızı incelememiz gerekiyor | We should examine your purse |
Seyahatinizin içeriği nedir? | What's the nature of your trip? |
Ziyaretinizin amacı nedir? | What's the purpose of your visit? |
Ne kadar kalmayı planlıyorsunuz? | How long do you plan on staying? |
DEMİRYOLU | RAILWAY |
Direk mi? | Is it direct? |
Mola var mı? | Is there a layover? |
Yemekli vagon var mı? | Is there a dining car? |
Tren zamanında hareket edecek mi? | Is the train on time? |
Varış ne zaman? | What's the arrival time? |
Boş yer var mı? | Are there seats available? |
Kapılardan uzak durun! | Stand clear of the doors |
Lütfen kapıların yanından uzaklaşın | Please move away from the doors |
Lütfen kondüktör gelmeden biletlerinizi hazırlayın | Please have your tickets ready for the conductor |
Bu koltuk boş mu acaba? | Is this seat occupied? |
Camı aralayabilir misiniz lütfen? | Can you crack the window, please? |
Son durağa kaç durak kaldı? | How many stops are there before we reach the end of the line? |
Bir sonraki durak ne zaman? | When is the next stop? |
OTOBÜS | BUS |
Direk mi? | Is it direct? |
Mola var mı | Is there a layover? |
Yemek molası verilecek mi? | Do we stop for the meals? |
Bagajımı emanete bırakabilir miyim? | Can I check my baggage through? |
Önceden yer rezervasyonu yapabilir miyim? | Can I reserve a seat in advance? |
Otobüs zamanında hareket edecek mi? | Is the bus on time? |
Burada kimse oturuyor mu? | Is anyone sitting here? |
Ücret ne kadar? | What is the fare? |
Bir transfer bileti alabilir miyim? | Could I have a transfer, please? |
Bu otobüs şehir merkezine gidiyor mu acaba? | Does this bus go to downtown? |
Bu otobüs nereye kadar gidiyor? | How far does this bus go? |
Aksaraya geldiğimizde bana haber verebilir misiniz? | Could you let me know when we get to Aksaray? |
İneceğim yeri bana söyleyebilir misiniz? | Can you tell me where to get off? |
Arkaya ilerleyin, lütfen? | Move to the rear, please? |
TAKSİ | TAXI |
Nereye? | Where to? |
Nereye abi? | Where to, buddy? |
Nereye bayan? | Where to, lady? |
Şu an çalışmıyorum? | I am not on duty |
Sigara içmemin bir sakıncası var mı? | Mind if I smoke? |
Şu an trafik çok kötü. Havaalanına gidemem | It's rush hour. I can't go to the airport now. |
Havaalanına gidiyoruz, lütfen çok acele edin! | To the airport and please be quick! |
Tren istasyonuna çek ve acele et! | The train station and make it quick! |
Yavaşla! | Slow down! |
Acele etmemize gerek yok | There is no need to hurry |
Lütfen aracı emniyetli bir şekilde sür | Please drive safely |
Sigara içiliyor mu? | Is smoking allowed? |
Sigaraya karşı alerjim var | I'm allergic to smoke |
Yirmi dolar bozuğun var mı? | Do you have change for twenty? |
Üstü kalsın | Keep the change! |
Fiş istiyorum | I want a receipt |
Dikkat et! | Watch out! |
Dikkatli ol! | Look out! |
Çıkışı kaçırdık | We've missed the exit |
Kaybolduk | We're lost |
barınma | accommodation |
Bir oda rica edecektim? | I need a room please? |
Tek yataklı bir oda istiyorum. | I need a room with a single bed. |
Çift kişilik bir oda istiyorum. | I need a room with a double bed. |
Tek kişilik odanız var mı? | Do you have any singles? |
Boş yeriniz var mı? | Do you have any vacancies? |
Çift kişilik bir oda lütfen? | A double, please? |
Banyolu bir oda lütfen | A room with a bath, please. |
Bir oda ayırabilir miyim? | Can I reserve a room? |
Bir oda ayırabilir miyim? | Can I book a room? |
Rezervasyon yaptırmıştım. | I have a reservation. |
İki kişilik bir oda lütfen. | Double occupancy, please. |
İki ayrı yataklı bir oda istiyorum. | I need a room with two single beds. |
İki kişilik yataklı bir oda istiyorum. | I need a room with a double bed. |
Bebek için bir karyola istiyoruz. | We will need a crib for the baby. |
Yüzme havuzu manzaralı bir oda istermiydiniz? | Would you like a room with a view of the swimming pool? |
Sigara içilmeyen bir oda ister miydiniz? | Would you prefer a nonsmoking room? |
Ön tarafa bakan bir oda istiyorum. | I'd like a room at the front. |
Arka tarafta bir oda istiyorum. | I'd like a room at the rear. |
Deniz manzaralı bir oda istiyorum. | I'd like a room with a view of the sea. |
Haftalık bir oda istiyorum. | I'd like a room for the week. |
Uyandırma servisi istiyorum. | I'd like a wakeup call, please. |
Buz makinesi nerede? | Where is the icemachine? |
Havuzunuz var mı? | Do you have a pool? |
Ücretler nasıl? | What are the rates? |
Lokanta var mı? | Is there a restaurant? |
Evcil hayvanlar kabul ediliyor mu? | Are pets allowed? |
Odayı ne zaman boşaltırsınız? | When's the checkout? |
Ayrılmak istiyorum. | I need to check out. |
Makbuz rica edebilir miyim? | I'd like a receipt. |
eğitim | education |
Ders çalışmam lazım. | I have to study. |
Yarın ara sınavım var. | I have got a midterm tomorrow. |
Yarın büyük bir sınavım var.. | I have got a big test tomorrow. |
Bunu tekrar açıklayabilir misiniz? | Could you explain that again? |
Hala anlamıyorum. | I still don't understand. |
İngilizce konuşmanızı anlamıyorum. | I don't understand your English. |
Genel sınav ne zaman? | When's the final exam? |
Ara sınav ne zaman? | When is the midterm? |
Sınavda neler çıkacak? | What will the test cover? |
Testte neler sorulacak? | What's on the test? |
Kaç aldığımı söyleyebilir misiniz? | Can you tell me what grade I'm getting? |
Not ortalaması nasıl? | What's the grading curve? |
Sizinle notum hakkında konuşabilir miyim? | Can I talk to you about my grade? |
Ödevimizi ne zaman teslim etmemiz gerekiyor? | When will we have to turn our homework? |
Yoklama olacak mı? | Will there be a quiz? |
Hangi kitaplar gerekiyor? | What text are required? |
Çocuğuma ödevle ilgili nasıl yardımcı olabilirim? | How can I help my kid with the homework? |
Ödevleri yaparken çok zorlanıyor. | She's having a hard time with the homework. |
Sağlık | health |
Çok sağlıklı görünüyor. | She looks like a million bucks. |
Kendimi çok iyi hissediyorum. | I feel like a million dollars. |
Kendimi çok zinde hissediyorum. | I'm fresh as daisy. |
Sağlık durumu çok iyi | He's healthy as a horse. |
Turp gibisin. | You are fit as a fiddle. |
Yorgun gözüyüyor. | She looks tired. |
Berbat görünüyorsun. | You look like a hell. |
Pasaklı görünüyor. | He's a sight. |
Çok paspal görünüyorsun. | You look like you've been to hell and back. |
İyi misin? | Are you all right.? |
Kendini iyi hissediyor musun? | Do you feel all right? |
Heyecanlı görünüyorsun. | You look flushed. |
Solgun görünüyorsun. | You look pale. |
Hayalet gibi görünüyorsun. | You are white as a ghost. |
Köpeklere alerjim var. | I am allergic to dogs. |
Çiçektozlarına alerjim var. | I am allergic to polen. |
Saman nezlem var. | I have hayfever. |
Burnum tıkalı. | My nose is stuffed up. |
Nefes alamıyorum. | I can't breathe. |
Çok yaşa | Bless you. |
Gözlerim şişmiş. | My eyes are puffy. |
Hastayım. | I am sick. |
Çok fena hastayım. | I am sick as a dog. |
Kendimi çok berbat bir halde hissediyorum. | I feel terrible. |
Midem bulanıyor. | I feel sick to my stomach. |
Midem bulanıyor. | I feel nauseous. |
Başım ağrıyor. | I have a headache. |
Migrenim var. | I have a migraine. |
Başım çok fena dönüyor. | I am so dizzy. |
Biraz şekerleme yapmam lazım. | I need a nap. |
Başım zonkluyor. | My head is pounding. |
Bulaşıcı mı? | Is it caching? |
Dokunduğumda acıyor mu? | Does it hurt when I touch? |
Ne zamandır bu şikayetiniz var? | How long have you had this problem? |
Sırtımda bir ağrı var. | I have a pain in my back. |
Bileğim şiş. | My ankle is swollen. |
Kan kaybediyorum. | I am bleeding. |
Kendimi güçsüz hissediyorum. | I feel weak. |
Yemekten sonra ağrıyor. | It hurst after I eat. |
Kusuyorum. | I have been throwing up. |
Kusuyorum. | I lose my dinner. |
Çok uykusuzum. | I am really sleepy. |
Para | money |
Kredi için başvurmak istiyorum. | I'd like to apply for a loan. |
Evimi ipotek ettirmek istiyorum. | I'd like to mortgage my home. |
Değişken faiz oranlı ipotek istiyorum. | I'd like a variable interest rate mortgage. |
Balon kredileriniz var mı? | Do you provide balloon loans. |
Tasarruf hesabı açtırmak istiyorum. | I'd like to open a savings account. |
Tasarruf hesabı kapatmak istiyorum. | I'd like close out my savings account. |
Yatırım belgesi almak istiyorum. | I'd like to purchase a certificate of deposit. |
Bankamatik nerede? | Where is teh automatic teller machine? |
PIN numaranızı buraya girin. | Press your PIN number here. |
Kişisel kimlik numaranızı girin. | Enter your personal identification number. |
Onluk ve yirmilik olsun lütfen. | Tens and twenties please. |
Bir çek bozdurmak istiyordum. | I'd like to cash a check. |
Mevduat yaptırmak istiyorum. | I'd like to make a deposit. |
Tasarruf hesabıma para havale etmek istiyorum. | I'd like to transfer money into my savings account. |
Para çekmek istiyorum. | I'd like to make withdrawal. |
Faiz oranları nedir? | What is the interest rate? |
Biraz döviz almak istiyorum. | I'd like to buy some foreign currency. |
Posta yoluyla işlem yapabilir miyim? | Do you have bank by mail? |
Bana yeni bir banka kartı verir misiniz? | Can you give me a new banking card? |
Biraz bozuk paraya ihtiyacım var. | I need some change. |
25 centlik bozuk para istiyorum. | I need a roll of quarters. |
Hesabınızdaki miktardan daha fazla para çekmişsiniz. | You are overdrawn. |
iş | business |
BAŞVURU FORMLARINDA | |
İsim | Name |
Telefon | Phone |
Adres | Address |
Önceki iş | Preious occupation |
Gelir düzeyi | Income level |
Cinsiyet | Sex |
Cinsiyet | Gender |
Din | Religion |
Doğum tarihi | DOB |
Doğum yeri | Place of birth |
Sosyal güvenlik numarası | SSN |
Medeni durum | Marital status |
Hesap numarası | Account number |
Irk | Race |
Etnik grup | Ethnic gruop |
Yaş | Age |
Maaş ne kadar | What is the salary |
Tam gün mü yoksa yarım gün mü? | Is it part time or full time? |
Yan ödemeler nasıl? | What are the benefits? |
Çalışma saatleri nelerdir? | What are the hours? |
Ne gibi özellikleriniz var? | What are your qualification? |
Dereceniz nedir? | What is your degree in? |
Özgeçmişinize bakabilir miyim? | May I see your resume? |
Son işinizden niye ayrıldınız? | Why did you leave your last job? |
Bir şikayette bulunmak istiyorum. | I'd like to file a complaint. |
İşle ilgili herşeyi biliyorum. | I know the work from A to Z. |
Bu benim iş tanımımın içinde yer almıyor. | It is not in my job description. |
Telefonda | on the telephone |
Alo | Hello |
Michael'in evi | Michael residence |
Ben John Black | This is John Black. |
Ben Mary, yardımcı olabilir miyim? | Mary, may I help you. |
Ben Mary | Mary speaking. |
Kiminle konuşmak isterdiniz? | Who do you want to talk to? |
Kiminle konuşmak istiyorsunuz? | Who do you want to speak with? |
Ona kimin aradığını söyleyebilir miyim? | May I tell her who is calling? |
Kim arıyor diyeyim? | Whom shall I say is calling? |
Onu çağırayım. | Let me page her. |
Bir saniye, hatta başka biri var. | Just a second, I have another call. |
Bir saniye bekleyin. | Hang on a moment. |
Bir saniye bekleyin. | Hung on a second. |
Kiminle konuşmayı bekliyordunuz? | For whom are you holding? |
Size yardım ediliyor mu? | Are you being helped? |
Şu an burada değil, tekrar aramak ister miydiniz? | He is not in, would you like to call back? |
Burada değil. Not alabilir miyim? | He isn't available. Can I take a message? |
Not alabilir miyim? | Could I take a message? |
Kapatmam lazım | I really have to go now. |
Seni daha sonra arayabilir miyim? | Can I call you back? |
Konuşmaya daha sonra devam edebilir miyiz? | Can we continue this later? |
New York'un bölge kodu nedir? | What is the area code for New York? |
Bu numaraya bağlanamıyorum. | I can't get through this number. |
Bu telefon çalışmıyor. | This telephone is out of order. |
Hatlarda bir problem var. | There is a probelem with the lines. |
Numara meşgul | The number is busy. |
Numaraya şu an ulaşılamıyor. | The number can't be reached at the moment. |
Günlük konuşmalar | Daily Expressions |
Haydi!, çabuk. | Come along. |
Şimdilik bu kadar. | That's all for now. |
Mola, teneffüs. | break |
to finish; bitmek, sona ermek. | to be over |
Teneffüs, mola sona erdi. | The break is over. |
Çay molası. | tea break |
Kahve molası. | coffee break |
Haydi bir çay molası verelim. | Let's have a tea break. |
Bunun benimle bir alakası yok. | This has nothing to do with me |
Yazıklar olsun ona! | So much the worse for him! |
Hiç fark etmez. | It doesn't make any difference |
Zararı yok, fark etmez. | It doesn't matter |
Önemi yok. | It's of no consequences |
Başla! Devam et! | Get on with it! |
Böylesi en hayırlıdır. | It's for the best. |
Bu olabileceğin en kötüsüdür. | That's the worst of it! |
Öyle görünüyor. | So it seems. |
Elden birşey gelmez. | It can't be helped. |
Beklenirdi. | It was to be expected. |
Azar işiteceksin! | You will be 'for it! |
Sanırım | I think. |
Eminim | I'm sure. |
Ondan eminim | I'm sure of it. |
Aşağı yukarı | More or less. |
Daha iyi ya! İsabet! | So much the better! |
Keyifsiz görünüyorsunuz. | You seem to be out of sorts. |
Kolay gelsin. Aldırma! Boş ver! | Take it easy. |
Mesele o değil. | It is not a question of that. |
Siz kendi işinize bakın. | Mind your own business. |
Sizin üstünüze vazife değil,sizi alakadar etmez. | It's none of your business. |
Ne var?, Ne oldu? | What is the matter? |
Neyiniz var? | What is the matter with you? |
Haydi!, çabuk! | Come along. |
falan, filan, filanca, falanca | so and so |
Sizi çok özleyeceğim. | I'll miss you very much. |
9.30 otobüsünü kaçırdım. | I missed the 9.30 bus. |
Aşağı yukarı | so so |
Bazan, arasıra | off and on |
Dilimin ucunda | It is on the tip of my tongue. |
O çok üzgün, çok kederli. | He feels quite down in his mouth. |
Bu durumda | In this case |
Güya | So called |
Bildiğime göre | As far as I know, |
Bence | As for me |
Ne zaman olsa, ne zaman isterseniz | Any time |
Zaman zaman | Time after time |
Ara sıra | Now and then |
Fırsat buldukça | Occasionally |
İkide bir | Frequently |
Çok nadir | Very seldom |
Eskiden | Once upon a time |
Bu günlerde | Formerly |
Son zamanlarda | Nowadays |
Son birkaç gün içerisinde | Recently |
Bundan sonra | In the last few days |
Kısa zamanda | From now on |
Bir müddet | Within a little while |
Az sonra | For a while |
Günün birinde, elbet bir gün | After a while |
Bir zamanlar | Some day |
Aferin! | Well done! |
Bravo! | Bravo! |
O tir tir titriyor. | He is all of a tremble. |
Şuna gidip bir bakayım. | I'll go and see about it. |
Onunla teması kaybettim. | I lost touch with him. |
Dilimin ucunda. | It is on the tip of my tongue. |
Mary yine pot kırdı. | Mary has put her foot in it again. |
Bill soğukkanlılığını hiç kaybetmez. | Bill never loses his head. |
Hırsız suçüstü yakalandı. | The thief was caught in the act. |
O ne yapacağını bilmiyorne yapacağını şaşırmış. | He is at a loss. |
Talihiniz varmış. | You were in luck. |
Yazık. | It's a pity. |
İnanılmayacak kadar iyi. | It is too good to be true. |
O hiçbir işe yaramaz. | It is good for nothing. |
Jack tabanları yağladı. | Jack took to his neels. |
Zor kurtulduk. | We had a narrow escape. |
Mark meteliğe kurşun atıyor, meteliksiz. | Mark is stony broke. |
Bill beni 20 dakika bekletti. | Bill kept me waiting for 20 minutes. |
Mary daima olayları büyütür/habbeyi kubbe yapar. | Mary always makes a mountain out of a molehill. |
Kimse onu kesin olarak bilmiyor. | Nobody knows it for sure. |
Bildiğim kadarıyla. | As far as I know. |
İşim bitti. Şimdi çıkabiliriz. | My work is over. We can go out now. |
Yapılacak bir şey yok. | There is nothing to be done. |
Bundan bana ne? | What is that to me? |
Başı dertten hiç kurtulmaz. | He leads a dog's life. |
İlaç size iyi geldi mi? | Did the medicine do you any good? |
Benimle alay mı ediyorsun? | Are you making fun of me? |
Ne ima etmek istiyorsunuz? | What are you hinding it? |
Bu işi bitirmeye karar verdim. | I made up my mind to finish this work. |
Jack Türk Kebabını çok sever. | Jack has a great liking for Turkish Kebaps. |
Bu zevkinize göre mi? | Is this your liking? |
Ağlamamak elimde değil,ağlamamaktan kendimi alamıyorum. | I can't help crying. |
Her iki günde bir. | Every other day. |
Acelem var. | I am in a hurry. |
Buna ne dersiniz? | What do you say about it? |
Kulaklarıma inanamıyorum. | I can't believe my ears. |
Zor kurtulduk. | We had a narrow escape. |
Geçen hafta tatilde idim. | I was away on holiday last week.. |
Orada olmadığınıza üzüldüm. | I am sorry you weren't there. |
Oraya gitmen bir saat sürer. | It takes you one hour to go there. |
Ona hiç şüphe yok. | There is no doubt about it. |
Mary muhakkak gelir. | Mary will come for certain. |
Bana göre hava hoş. | It is the same to me. |
Jack yüksekten atıp tutmasını sever. | Jack likes to talk big. |
Şimdi ödeştik. | Now we are quits. |
Kıt kanaat geçiniyoruz. | We eke out a living. |
Kathy her işe karışmak ister. | Kathy likes to have a finger in every pie. |
Kestirmeden gitseniz daha iyi olur. | You'd better take a shortcut. |
Bob, adama bir kaşık suda boğacakmış gibi baktı . | Bob looked daggers at the man. |
Buna katlanman gerekecek. | You will have to put up with it. |
Gelmekte gecikmeyecekler. | They will not be long in arriving. |
Meslekler | Jobs |
butcher aktör | actor |
aktrist | actress |
arkeolog | archaeologist |
asker | soldier |
aşçı | cook |
avukat | lawyer |
bahçıvan | gardener |
bakkal | grocer |
balıkçı | fisherman |
balık satan | fishmonger |
banka memuru | bank offical |
barmen | barman |
berber | barber |
bilim adamı | scientist |
camcı | glazier |
cerrah | surgeon |
çevirmen | translator |
çiçekçi | florist |
çiftçi | farmer |
çilingir | locksmith |
dansçı | dancer |
dekoratör | decorator |
denizci | sailor |
diş hekimi | dentist |
doktor | doctor |
eczacı | chemist |
ekonomist | economist |
elektirikçi | electrican |
emekli | retired |
emlakçı | real estate agent |
ev hanımı | house wife |
futbolcu | football player |
fırıncı | baker |
fotoğrafçı | photographer |
bayan garson | waitress |
bay garson | waiter |
gazete bayii | newsagent |
gazeteci | journalist |
grafiker | graphic designer |
gümrük görevlisi | customs officer |
hakem | referee |
hakim | judge |
hamal | porter |
hemşire | nurse |
heykeltıraş | sculptor |
hizmetçi | servant |
hostes | hostess |
iş adamı | businessman |
işçi | worker |
itfaiyeci | fireman |
jokey | jockey |
kameraman | cameraman |
kapıcı | door keeper |
kaptan | captain |
kasap | meat cashier |
kuaför | hairdresser |
kuyumcu | jeweller |
kütüphaneci | librarian |
madenci | miner |
manav | greengrocer |
manken | model |
marangoz | carpenter |
madbaacı | printer |
memur | civil servant |
mimar | architect |
mobilyacı | furniture maker |
modacı | fashion designer |
muhabir | reporter |
muhasebeci | accountant |
müfettiş | inspector |
mühendis | engineer |
müzisyen | musician |
noter | notary |
öğretmen | teacher |
papaz | priest |
pilot | pilot |
polis | police |
politikacı | politician |
postacı | postman |
programcı | programmer |
psikolog | psychologist |
rehper | guide |
reklamcı | advertisar |
resepsiyon | receptionist |
ressam | painter |
saatçi | watchseller |
saat tamircisi | watch repairer |
sanatçı | artist |
sanayici | industrialist |
savcı | prosecutor |
sekreter | secretary |
sendikacı | trade unionist |
sigortacı | insurer |
sipiker | announcer |
sporcu | sportsman |
su tesisatçısı | plumber |
şair | poet |
şarkıcı | singer |
şoför | driver |
tamirci | mechanic |
teknisyen | technician |
terzi | tailor |
tezgahtar | shop assistant |
tüccar | merchant |
veteriner | veterinary |
veznedar | treasurer |
yayımcı | publisher |
yazar | author,writer kasiyer |