click below
click below
Normal Size Small Size show me how
voc-quiz-vip-2
vocabulary quiz-vip-2
Question | Answer |
---|---|
carbohydrate: (n) | karbonhidrat |
cellulose: (n.) | selüloz |
common: (adj.) | ortak; yaygın |
diet: (n.) | diyet, perhiz; gıda; beslenme düzeni |
find: (v.) | bulmak, keşfetmek; ortaya çıkarmak |
human: (n.) | insan, insanoğlu; insanlık |
researcher: (n.) | araştırmacı |
starch: (n.) | nişasta |
turn: (v.) | dönmek, döndürmek, dönüştürmek; çevirmek; yönelmek |
way: (n.) | yol; yöntem; tarz |
act: (v.) | hareket etmek, davranmak; rol almak, oynamak |
behavior: (n.) | davranış, tavır, tutum |
depend: (v.) | bağlı olmak; güvenmek |
differently (adv.) | farklı şekilde, farklı olarak |
find: (v.) | bulmak, keşfetmek; ortaya çıkarmak |
forest: (n.) | orman |
how: (adv.) | nasıl |
human: (n.) | insan, insanoğlu; insanlık |
investigate: (v.) | araştırmak, incelemek, soruşturmak |
respond: (v.) | yanıt/karşılık vermek; tepki vermek/göstermek |
scientist: (n.) | bilim insanı |
threat: (n.) | tehdit |
pretentious: (adj.) | kendini beğenmiş, iddialı, göşterişçi |
snobbish: (adj.) | züppe, züppe tavırlı |
supplies: (n.) | (çoğul kullanım) erzak |
online: (n.) | çevrim içi, online |
appear: (v.) | görünmek, ortaya çıkmak; gibi görünmek; sahneye çıkmak |
type: (n.) | tür, tip, cins |
reliable: (adj.) | güvenilir, güvenli, emniyetli |
pass: (v.) | geçmek, geçirmek; onaylamak |
about: (prep.) | hakkında; yaklaşık, yaklaşık olarak |
old: (adj.) | yaşlı; eski |
people: (n.) | insanlar, halk |
population: (n.) | nüfus |
surpass: (v.) | aşmak, geçmek; üstün gelmek |
disease: (n.) | hastalık |
patient: (n.) | hasta |
Industrial Revolution: | Sanayi Devrimi |
personality: (n.) | kişilik |
accountant: (n.) | muhasebeci |
account: (n.) | hesap |
delete: (v.) | silmek |
online: (n.) | çevrim içi, online |
questionnaire: (n.) | anket |
report: (v.) | bildirmek, söylemek, rapor etmek/vermek |
respond: (v.) | yanıt/karşılık vermek, yanıtlamak; tepki vermek/göstermek |
cyclist: (n.) | bisikletçi |
mummy: (n.) | mumya |
possible: (adj.) | mümkün, olası |
producer: (n.) | üretici, yapımcı |
avert: (v.) | önlemek, engellemek, gidermek |
bill: (n.) | fatura; gaga; yasa tasarısı |
global crisis: | küresel kriz |
lawmaker: (n.) | meclis üyesi, millet vekili, kanun yapıcı |
pass: (v.) | geçmek, geçirmek; onaylamak |
step: (n.) | adım |
significant: (adj.) | önemli, kayda değer, dikkate değer |
supply: (n.) | tedarik, sağlama, temin; stok |
take a significant step: (phr.) | önemli bir adım atmak |
thanks to: | sayesinde, yüzünden |
discover: (v.) | keşfetmek, bulmak, ortaya çıkarmak |
earth: (n.) | dünya, yeryüzü; toprak |
ever: (adv.) | şimdiye kadar; hiç |
exist: (v.) | var olmak, bulunmak |
habitable (adj.) | yaşanabilir; oturmaya elverişli, oturulabilir |
liquid: (n.) | sıvı |
planet: (n.) | gezegen |
region: (n.) | bölge, alan |
similar: (adj.) | benzer (most similar: en çok benzer --superlative) |
size: (n.) | boyut, boy, büyüklük |
spacecraft: (n.) | uzay aracı |
star: (n.) | yıldız; meşhur şarkıcı, oyuncu, sporcu (star) vb. |
temperate region: | ılıman bölge |
temperate: (adj.) | ılıman; ölçülü, ılımlı |
zone: (n.) | bölge, kuşak |
competition: (n.) | rekabet, yarışma |
contentedly (adv.) | mutlu / memnun bir şekilde |
dessert: (n.) | tatlı |
diet: (n.) | diyet, perhiz; gıda; beslenme düzeni |
donor: (n.) | bağışcı, bağış yapan kimse |
air purification: | hava arıtma |
also: (adv.) | de, da, aynı zamanda |
flood: (n.) | sel, taşkın, su baskını |
important: (adj.) | önemli, mühim, ciddi |
knock-on effect: | zincirleme etki |
like: (prep.) | gibi, benzer |
nutrient cycling: | besin döngüsü |
purification: (n.) | arıtma, arıtım, temizleme |
species: (n.) | tür , canlı türü |
water purification: | su arıtma |
be/become a thing of the past: | tarih olmak, mazi olmak, tarihe karışmak |
beneath: (adv. - prep.) | altında, altına, aşağıda |
computer: (n.) | bilgisayar |
desk: (n.) | sıra, masa |
soon: (adv.) | yakında, çok geçmeden |
tangled web of (something): | karman çorman, karmakarışık, karışık (bir şey) |
wire: (n.) | tel; telgraf; kablo |
gain admission: (v.) | kabul görmek / edilmek; alınmak, girmek |
describe: (v.) | tanımlamak, tasvir / tarif etmek; resmetmek |
unusual: (adj.) | sıra dışı, alışılmadık, olağan olmayan |