click below
click below
Normal Size Small Size show me how
voc-quiz-vip-3
vocabulary quiz-vip-3
Question | Answer |
---|---|
astrophysical (adj.) | astrofizik, gökfiziği ile ilgili |
closely: (adv.) | yakından, yakın bir şekilde; dikkatle |
correctly: (adv.) | doğru, doğru şekilde, doğru olarak |
dense: (adj.) | yoğun |
gravity: (n.) | yer çekimi |
how: (adv.) | nasıl |
orbit: (v.) | yörüngede dönmek |
pair of: | çift |
pass a/the test: | (bir) testi geçmek |
predict: (v.) | tahmin etmek; önceden haber vermek, kehanette bulunmak |
spiral: (v.) | sarmal yapmak, sarmal hareket etmek |
star: (n.) | yıldız; meşhur şarkıcı, oyuncu, sporcu vb. |
stringent: (adj.) | zorlu, zorlayıcı; sıkı, katı |
theory: (n.) | teori, kuram |
towards: (prep.) | -e doğru, yönünde |
yet: (adv.) | henüz, daha; şimdiye kadar; yine de |
significantly: | (adv.) önemli bir şekilde, önemli ölçüde |
politician: | (n.) politikacı |
thirsty: (adj.) | susamış, susuz |
sweet: (adj.) | tatlı, şekerli |
Birds of a feather flock together: | Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş |
dishonest: (adj.) | sahtekar, dürüst olmayan |
friend: (n.) | arkadaş, dost |
go out with: (phr.) | ile çıkmak, flört etmek |
pretentious: (adj.) | kendini beğenmiş, iddialı, göşterişçi |
snobbish: (adj.) | züppe, züppe tavırlı |
in the form of: | biçiminde, şeklinde, halinde |
exposed to: | maruz kalmak |
wander: (v.) | dolaşmak, gezinmek, amaçsızca gezinmek |
all: | hepsi, her, herkes; tüm, bütün |
billion: (n.) | milyar |
especially: (adv.) | özellikle, bilhassa |
important: (adj.) | önemli, mühim, ciddi |
rainy: (n.) | yağmurlu, yağışlı |
season: (n.) | mevsim, sezon |
secure: (v.) | güvence altına almak, güvenceye almak; korumak |
summer: (n.) | yaz |
supplies: (n.) | (çoğul kullanım) erzak (günlük yaşamda gerekli olan şeyler) |
supply: (n.) | tedarik, sağlama |
late: (adj.) | geç, geçikmiş |
about: (prep.) | hakkında; yaklaşık, yaklaşık olarak |
according to: (prep.) | -e göre |
analysis: (n.) | analiz, çözümleme, tahlil |
appear: (v.) | görünmek, ortaya çıkmak; gibi görünmek; sahneye çıkmak |
chemotherapy: (n.) | kemoterapi (kanser tedavisi metodu) |
deadly: (adj.) | ölümcül, öldürücü |
easily: (adv.) | kolayca, kolaylıkla |
exam: (n.) | sınav, imtihan; muayene |
genetic: (adj.) | genetik |
old: (adj.) | yaşlı; eski |
percent: (n.) | yüzde |
require: (v.) | gerekmek, gerektirmek; istemek |
seem: (v.) | görünmek |
treat: (v.) | tedavi etmek; davranmak |
tumor: (n.) | tümör |
type: (n.) | tür, tip, cins |
reliance: (n.) | güven, itimat, bel bağlama |
unlikely: (adj.) | olası/muhtemel olmayan, mümkün görünmeyen |
become: (v.) | olmak, haline gelmek |
costly: (adj.) | pahalı |
neither ... nor ... (conj.) | ne ... ne de ... |
problem: (n.) | sorun, problem, mesele |
reliable: (adj.) | güvenilir, güvenli, emniyetli |
renewable energy: | yenilenebilir enerji |
wind: (n.) | rüzgar |
expensive: (adj.) | pahalı |
abundant: (adj.) | bol, çok, bereketli |
wood: (n.) | odun, tahta; ağaçlık, küçük orman |
human: (n.) | insan, insanoğlu; insanlık |
act: (v.) | hareket etmek, davranmak; rol almak, oynamak |
brain: (n.) | beyin |
claim: (n.) | iddia |
clump: (n.) | yığın, küme, grup |
damaged: (adj.) | hasarlı, hasar görmüş, bozuk |
die: (v.) | ölmek |
disease: (n.) | hastalık |
earth: (n.) | dünya, yeryüzü; toprak |
exist: (v.) | var olmak, bulunmak |
investigate: (v.) | araştırmak, incelemek, soruşturmak |
make out: (phr.) | anlam çıkarmak, anlamak, farketmek; ortaya çıkarmak |
nerve cells: | sinir hücreleri |
pathologist: (n.) | patalog |
patient: (n.) | hasta |
respond: (v.) | yanıt/karşılık vermek; tepki vermek/göstermek |
sample: (n.) | örnek, numune |
search: (v.) | aramak, araştırmak, incelemek |
strange: (adj.) | tuhaf, acayip, garip |
threat: (n.) | tehdit |
tissue: (n.) | doku; kağıt mendil |
under: (adv. - prep.) | altında, altına |
about: (prep.) | hakkında; yaklaşık, yaklaşık olarak |
acidity: (n.) | asidite, asitlik |
average: (n. - adj.) | ortalama, sıradan |
estimate: (v.) | tahmin etmek; kestirmek |
high: (adj.) | yüksek |
Industrial Revolution: | Sanayi Devrimi |
ocean: (n.) | okyanus |
surface: (n.) | yüzey |
worldwide: (adj.) | dünya çapında; yaygın |
liquid: (n.) | sıvı |