click below
click below
Normal Size Small Size show me how
voc-quiz-vip-7
vocabulary quiz-vip-7
Question | Answer |
---|---|
human: (n.) | insan, insanoğlu; insanlık |
ability: (n.) | yetenek, beceri |
absorb: (v.) | emmek, çekmek |
known for: | ...ile tanınmak/anılmak/bilinmek; ile meşhur |
liquid: (n.) | sıvı |
make: (v.) | yapmak; etmek; sağlamak; kılmak; meydana getirmek; inşa etmek |
paper: (n.) | kağıt; gazete |
product: (n.) | ürün, mahsul |
such as: (prep.) | gibi (örneklemede kullanılır.) |
towel: (n.) | havlu |
accurate: (adj.) | doğru, kesin, tam |
begin: (v.) | başlamak |
beneath: (adv. - prep.) | altında, altına, aşağıda |
communication: (n.) | iletişim; haberleşme |
correct: (adj.) | doğru, uygun, hatasız |
dense: (adj.) | yoğun |
despite: (prep.) | -e rağmen, karşın |
do: (v.) | yapmak, etmek |
formal: (adj.) | resmi |
key: (n.) | anahtar; kilit noktası; tuş |
name: (n.) | isim, ad |
organism: (n.) | organizma, canlı varlık |
people: (n.) | insanlar, halk |
proponent: (n.) | yandaş, destekçi, savunucu |
rarely: (adv.) | nadiren, seyrek olarak |
right: (adj.) | doğru; haklı |
scientific: (adj.) | bilimsel |
simplicity: (n.) | basitlik, sadelik, yalınlık |
spacecraft: (n.) | uzay aracı |
towards: (prep.) | -e doğru, yönünde |
battery: (n.) | batarya, akü, pil |
coat: (v.) | kaplamak, örtmek, sarmak |
coated with: (adj.) | -ile kaplı, kaplanmış |
efficient: (adj.) | etkili, verimli, yeterli; becerikli |
long-lasting: (adj.) | dayanıklı, uzun ömürlü, kalıcı |
make: (v.) | yapmak; etmek; sağlamak; kılmak; meydana getirmek; inşa etmek |
sliver: (n.) | kıymık, uzun ince parça |
tin: (n.) | teneke; kalay; konserve kutusu; teneke kutu |
tiny: (adj.) | minik, minnacık, ufacık |
wood: (n.) | odun, tahta; ağaçlık, küçük orman (woods olarak) |
also: (adv.) | de, da, aynı zamanda |
believe: (v.) | inanmak |
big: (adj.) | büyük |
guarantee: (v.) | garanti etmek, garantiye almak |
happiness: (n.) | mutluluk |
have: (v.) | sahip olmak |
in general: (adv.) | genelde, genel olarak |
less: | daha az |
make (someone) happier: | (birini) daha mutlu etmek |
misconception: (n.) | kavram yanılgısı, yanlış kanı, yanlış kavrama |
money: (n.) | para |
people: (n.) | insanlar, halk |
relationship: (n.) | ilişki, bağlantı, alaka; akrabalık |
simply: (adv.) | basitçe, basit bir şekilde; sadece |
true: (adj.) | gerçek, doğru, hakiki |
usually: (adv.) | genellikle, genelde, çoğunlukla |
while: (conj.) | se de, sa da, rağmen, karşın |
know: (v.) | bilmek; tanımak |
tissue: (n.) | doku; kağıt mendil |
fire: (n.) | ateş; yangın |
after: (prep.) | sonra |
beneath: (adv. - prep.) | altında, altına, aşağıda |
buried: (adj.) | gömülü, gömülmüş, gömük |
bury: (v.) | gömmek |
countryside: (n.) | kır, kırsal bölge |
earthquake: (n.) | deprem |
fault: (n.) | hata, kusur, kabahat; fay |
half a kilometre: | yarım kilometre |
heal: (v.) | iyileşmek, iyileştirmek; düzelmek |
how: (adv.) | nasıl; ne kadar |
instrument: (n.) | enstrüman, alet; araç; çalgı |
major: (adj.) | büyük |
quickly: (adv.) | çabuk, çabucak, hızla |
show: (v.) | göstermek |
punish: (v.) | cezalandırmak, ceza vermek |
liver: (n.) | ciğer, karaciğer |
gadget: (n.) | (küçük) alet, cihaz |
half: (n.) | yarı, yarım |
case: (n.) | durum, vaka; dava |
colleague: (n.) | meslektaş |
disease: (n.) | hastalık |
according to: (prep.) | -e göre |
(just) around/round the corner: (phr.) | eli kulağında, yakında |
bristle: (v.) | bir şey ile dolu olmak; kızgın / sinir dolu olmak |
car: (n.) | araba; vagon |
driver: (n.) | şoför, sürücü |
need: (v.) | gerekmek, ihtiyacı olmak, ihtiyaç duymak |
public road: (n.) | halka açık yol, kamu yolu |
test: (v.) | test etmek, teste tabi tutmak, denemek |
vehicle: (n.) | araç, taşıt |
bivalve: (n.) | çift kabuklu yumuşakça |
build: (v.) | inşa etmek, yapmak, kurmak, oluşturmak; toplamak |
clam: (n.) | deniztarağı |
mostly: (adj.) | çoğunlukla, genellikle |
mussel: (n.) | midye |
other: (det.) | diğer, başka |
oyster: (n.) | istiridye |
raw material: (n.) | hammadde |
shell: (n.) | kabuk |
use: (v.) | kullanmak |